Hani halk arasında “ekmeğini taştan çıkarıyor” diye bir deyim vardır. Bu yazımda size işte böyle bir ustadan bahsedeceğim.
Açık konuşmak gerekirse iyi bir usta lakin benim gibi Mimar Sinan eserleri görenler için pekte şaşırtıcı değil. Lakin günümüz çağında böyle ustalara az rastlanıyor bunun içindir ki, Heykeltıraş Matthew Simmonds’dan size bahsetmeyi istedim.
İçindekiler
Matthew Simmonds Kimdir?
Matthew Simmonds özellikle Ortaçağ döneminin sanat ve mimari konusunda uzmanlaşmış bir heykeltıraş. 1984 yılında Anglia Üniversitesi’nde sanat tarihi bölümünden onur derecesi ile mezun olmuş Simmonds, ressam olarak birkaç yıl çalıştıktan sonra, 1991 yılında Weymouth teknik üniversitesin de oyma mimari taş üzerine eğitim görmüş.
Mermer ve Taşlardaki ince süslemelerde uzmanlaşmış Matthew Simmonds özellikle Westminster Abbey ve Salisburg ve Ely katedrallerinin restorasyonlarındaki çalışmalarda görev alarak ustalığını o görkemli yapılarda konuşturdu.
Matthew Simmonds’ın Kariyeri
Simmonds ilk defa 1999 yılında Verona ikinci uluslararası heykel sempozyum’unda birincilik ödülü kazandıktan sonra heykeltıraş olarak tanındı. Ödül sahibi olduktan sonra, dünya çapında pek çok heykel sempozyumlarına katıldı ve İngiltere, İtalya, Almanya, Danimarka, Çin, Avustralya, ABD’de eserleri sergilendi sergilendi.
Genel olarak Heykeltıraş Simmonds’un, dini yapılar, malzemeler (taş, bir çiçek, bir el, bir kuş gibi) zorluk derecesi yüksek ve özellikle de karmaşık yapılarda ki yaptığı eserler, adeta fizik kurallarına meydan okuyor ve izleyenleri hayretler içinde bırakıyor.
Matthew Simmonds Eserleri
Heykeltıraş Matthew Simmonds, 33 santimlik kayaların içine bile minyatür saraylar yerleştirebiliyor, muhteşem ustalığını bir fosil gibi kayaların içine işlemesini iyi beceriyor. Basit kayaları bile bir şahesere dönüştüren usta heykeltıraş, perspektif anlamda muhteşem kaymalar yaparak kimi zaman değersiz taş parçalarını bile paha biçilmez bir hale getiriyor.
Değerli dostlar yukarıya dilimin döndüğü kadar Usta bir heykeltıraşı size anlatmaya çalıştım.
Matthew Simmonds’un eserlerini görünce beğendim ve ustalığını takdir ettim, ancak başta da belirttiğim gibi Mimar Sinan’ın eserlerini yakından görme ve inceleme fırsatı bulan birisi olarak, çokta hayretler içinde kalmadım. Bunu Simmonds’ küçümseme anlamında söylemiyorum lakin. 2016 yılındaki teknolojiyle bu eserleri ortaya çıkaran Matthew Simmonds’un eserlerini görünce, yüzyıllar önce ki teknolojiyle eserler veren atam Mimar Sinan’ı bir kez daha rahmetle ve minnetle andım.
Bu arada Fark ettiniz mi bilmem ama sizce de Matthew Simmonds’un eserleri bizim Osmanlıdaki kuş evlerine benziyor mu? Ne dersiniz?
